Osmanlı’yı kuran Yörük Alevileridir
Osmanlı, Ertuğrul Gazi’nin 1198-1281 yılları arasında verdiği büyük mücadele neticesinde oluşturduğu altyapı ile ölümünden sonra beyliğin başına geçen evladı Osman Gazi’nin cengâverlikleri, basireti, aklı ve cesareti; Ahilik edebi alan ve çevresine hak, adalet ve doğruluk yayan Şeyh Edebalı’nın manevi desteği, Ehl-i Beyt mayası ile yoğrularak kurulmuş, iman gücü ile yedi düvele hükmetmiş bir imparatorluktur.
Osmanlı’yı sağlam temellere oturtmak isteyen Edebalı, Ehl-i Beyt terbiyesi ile yetiştirdiği kızı Bala Hatun’u yine hamurunu Ehl-i Beyt mayası ile kararak elleri ile yetiştirdiği Osman Bey ile evlendirmiştir.
Osmanlı, böyle sağlam temel üzerine inşa edilmiş bir yapıdır. Kısaca Osmanlı İmparatorluğu’nu kuranlar Yörük Alevileridir. Yani Ahilik edebi, Ehl-i Beyt nefesi ile kurulmuştur.
Bandı biraz geçmişe saracak olursak Peygamber Efendimiz Hakk’a rıhletinden önce bütün sahabeyi Gadir-i Hum’da toplayarak verdiği hutbede velayetin başı olarak İmam Ali’yi ilan etmiştir.
Hz. Muhammed efendimizin de Hakk’a rıhletiyle beraber nübüvvet yolu son bulmuş, velayet yolu başlamıştır.
Velayet yolunun başı da Hz. Ali’dir. Kısaca hak yol, Allah’ın elçisi Hz. Peygamberimizin yolu ve onu devam ettiren Kur’an üzre yaşayan Ali yoludur.
İslam tarihinde çok önemli bir yeri olan bu olayla beraber hak yol Ehl-i Beyt yolunda Ali nefesi ile hareket eden Osmanlı İmparatorluğu, Dünya’nın her tarafına at sürüp gittiği yerlere İslam’ı, adaleti, hakkı, hukuku götürmüş, doğruluktan şaşmadan iman gücü ile yedi düvele hükmetmiştir.
Osmanlı’nın devasa bir imparatorluk olmasının altında yatan ana tema, hak İslam’ı yaşamasıdır. Bu yolda hareket ettiği müddetçe büyümüş çok etkili olmuştur. Ne zaman ki Ehl-i Beyt yörüngesinden şaşmış o zaman hızlı bir şekilde dibe çakılmıştır.
Koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nu ana hatlar ile;
1- Ehl-i Beyt yörüngesinden çıkması,
2- Padişahların yabancı kadınlarla olan evlilikleri yıkmıştır.
Osman Bey ve oğlu Orhan Gazi’den sonraki bütün padişahların annelerine baktığımız zaman hiç birinin Türk olmadığını görüyoruz.
Ezberlerimizi bozarak hareket edersek yedi düveli hizaya getiren Osmanlı İmparatorluğu’nun en büyük zafiyetlerinden birisi bu olmuştur. Kuruluşta “Padişahın hanımı Türk olacak” kanunu çıkarılsaydı belki de Osmanlı yüzyıllarca yıkılmaz ve şuanda da dünyaya hükmetmeye devam eden bir devlet olabilirdi.
Ezelden bu yana tarihteki Türk devletlerini çok iyi inceleyebilirsek kuruluş mayalarında Ehl-i Beyt harcının bulunduğunu görürüz. Yıkılma sebepleri de aşağı yukarı aynı. Ehl-i Beyt anlayışından uzaklaşma olarak gözlemlemekteyiz.
Dünyaya hükmeden Osmanlı, dediğimiz gibi Ehl-i Beyt yörüngesinden çıktıktan sonra yanlışlar ardı ardına gelmiş ve yıkılmıştır. Yine Hacı Bektaş-ı Veli’den beslenen Gazi Mustafa Kemal Atatürk; Türk, Kürt, Alevi, Sünni, Laz, Çerkes… Hep beraber İman gücüyle verdiği kurtuluş savaşı mücadelesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur.
Jeopolitik konum olarak dünyanın en güzel yerinde yaşıyoruz. Allah her şeyi bahşetmiş. Ülkemiz, 85 milyon olarak ortak paydamızdır.
“Kişi ne çekerse yaptığı yanlışlar yüzünden çeker” demiş atalarımız. Osmanlı da yaptığı yanlışlar yüzünden yıkılmıştır. Biz de geçmişte yapılan yanlışlardan ders çıkarıp bugün doğruyu yakalamaya çaba sarf etmeliyiz.
Bu topraklar Türkün, Kürtün, Lazın, Çerkesin, Alevinin, Sünninin dedesinin şehit kanıyla sulanarak vatan olmuştur. Aidiyet duygusu üst seviyede olan, bunun bilincini de gerçek manada yaşayan ve özenle taşıyan bir milletiz.
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın dediği gibi, “Hiç bir helali haram, haramı helal yapmayan” ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ortak paydamız, değerimizdir. Kimsenin şahsi malı, mülkü de değildir. Ülkemizin harcını Ehl-i Beyt mayası ile sağlam karan Atatürk’e tutunduğumuz sürece ülkemiz hiçbir sorun yaşamaz.
Devletimize, milletimize, bayrağımıza, milli ve manevi değerlerimize sahip çıkıp, eğitime, teknolojiye, bilime, üretime, çiftçimize önem vererek Atamızın çizdiği doğrultuda yolumuza devam etmemiz bütün başarılara bizleri ulaştıracağından endişeniz olmasın.