Molla Zübeyde
Prof. Dr. Haydar Baş’ın 16.01.2015 tarihli yazısıdır.
15 Ocak 1923 Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın ölüm tarihidir. Bilinçli bir şekilde Ata’nın soyu hakkında İngiliz ve Yunan kaynaklarının uydurduğu bilgilerle zerre alakası olmayan bir insandır Zübeyde Hanım. Namuslu, dindar bir Türk kadınıdır. Ehl-i Beyt’ten olan Atatürk’ün mübarek soyunu gizleyenler, annesi hakkında da ağza alınmayacak iftiralar yazmıştır.
Hangimiz bu kulaktan dolma bilgilere inanmadık ve bu büyük anayı anlatıldığı gibi yanlış tanımadık? Oysa Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesi Eş-Şeyh Es-Seyyid Şeyhülislam Feyzullah Efendi’dir. Yani Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesi bir Osmanlı şeyhülislamıdır. Atatürk’ün ailesi NAKİBÜLEŞRAF’tır.
Osmanlı’da 1494 yılında kurulan Nakübüleşraflık müessesesi, Peygamber Efendimizin soyundan gelen seyyid ve şeriflerin işleriyle ilgilenen bir müessesedir. Nakibüleşraf kaymakamları mutlaka seyyidlerden seçilirdi. Atatürk’ün annesinin sülalesi yüzlerce yıl Selanik’te nakibüleşraf kaymakamlığı yapmıştır. Zübeyde Hanım’ın sülalesi Selanikli Nakipzadeler olarak bilinir. Osmanlı arşivlerinin yanı sıra Zübeyde Hanım’a Selanik’te komşu olmuş, onunla tanışmış halen hayatta olan bir nesil var.
Onların hepsi, Zübeyde Hanım’ın evinden Cuma geceleri yükselen Kuran-ı Kerim seslerini anlatmaktalar. Bu sebeple kendisi Molla Zübeyde olarak anılırdı. Bir şeyhülislam torunu olan Molla Zübeyde ölümünden sonra yapılacaklara dair de müthiş bir vasiyet kaleme aldırmıştır. “Dersaadet’te Beşiktaş Akaretler’de 76 numaralı hanede mukim Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin validesi, ben Zübeyde şunları vasiyet eylerim: 1. Vefatımdan sonra kabre götürülme, defin, masrafları ile definin 3. günü verilecek yemek ve sonrasındaki hatm-i Kur’ân için vazifeli hafız ve hacegâna hediyeten 450 lira evrâk-ı nakdiyye tahsis eyledim. 2. Vefatımda Beşiktaş’ta kâin Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim. 3. Manevi evladım yerindeki hizmetçi Ayşe nam kıza gelinlik cehiz için keza 100 lira verilecektir.
4. Selanik’te biraderim müteveffa Hasan Ağa’nın mahdumu Abdurrahman’a 30 lira verilecektir. 5. Yetim Abdürrahim’e 25 lira verilecektir. 6. Vaktiyle hizmetimde bulunan Vasfiye namındaki hizmetçime 20 lira verilecektir. 7. Perverdem Afife ile oğlu Hakkı’nın sünneti için 15 lira verilecektir. 8. Daima akmak üzere şehrin münasip bir mahallinde bir çeşme yaptırılıp suyu isale edilmek ve ara sıra tamirine sarf olunmak üzere 475 lira tahsis eyledim. 9. Her Cuma günü namazından bir saat evvel uygun bir camide iki cüz Kur’an-ı Kerim okutularak tilavet eden hafız efendiye verilmek üzere 490 lirayı bırakıyorum.
10. Kefaret-i savm ve salât ve zünub için ve Kurban Bayramının birinci günü 5 adet kurban kesilmek ve eti öğrencilere dağıtılmak ve hatm-i Kur’an olunmak üzere bir defaya mahsus olarak Darüleytam’a 200 lira hediye edilecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, böyle dindar bir ananın elinde yetişmiştir. Bu sebeple, kurtuluş mücadelesi Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı’ndan hareket almış, Cumhuriyet’in temelleri böyle mübarek bir ocakta atılmıştır. Savaş esnasında Mustafa Kemal’in yanında yer alan yüzlerce imam, müftü, din âlimi bir iman davası olarak bu kurtuluşu sahiplenmiş ve halkın gazi yanında savaşmasına çalışmıştır. Allah ona rahmet etsin.
Molla Zübeyde
Prof. Dr. Haydar Baş’ın 16.01.2015 tarihinde gazetemizde yayınlanan makalesidir
15 Ocak 1923 Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın ölüm tarihidir. Bilinçli bir şekilde Ata’nın soyu hakkında İngiliz ve Yunan kaynaklarının uydurduğu bilgilerle zerre alakası olmayan bir insandır Zübeyde Hanım.
Namuslu, dindar bir Türk kadınıdır. Ehl-i Beyt’ten olan Atatürk’ün mübarek soyunu gizleyenler, annesi hakkında da ağza alınmayacak iftiralar yazmıştır. Hangimiz bu kulaktan dolma bilgilere inanmadık ve bu büyük anayı anlatıldığı gibi yanlış tanımadık?
Oysa Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesi Eş-Şeyh Es-Seyyid Şeyhülislam Feyzullah Efendi’dir. Yani Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın büyük dedesi bir Osmanlı şeyhülislamıdır.
Atatürk’ün ailesi NAKİBÜLEŞRAF’tır. Osmanlı’da 1494 yılında kurulan Nakübüleşraflık müessesesi, Peygamber Efendimizin soyundan gelen seyyid ve şeriflerin işleriyle ilgilenen bir müessesedir.
Nakibüleşraf kaymakamları mutlaka seyyidlerden seçilirdi. Atatürk’ün annesinin sülalesi yüzlerce yıl Selanik’te nakibüleşraf kaymakamlığı yapmıştır. Zübeyde Hanım’ın sülalesi Selanikli Nakipzadeler olarak bilinir.
Osmanlı arşivlerinin yanı sıra Zübeyde Hanım’a Selanik’te komşu olmuş, onunla tanışmış halen hayatta olan bir nesil var. Onların hepsi, Zübeyde Hanım’ın evinden Cuma geceleri yükselen Kuran-ı Kerim seslerini anlatmaktalar. Bu sebeple kendisi Molla Zübeyde olarak anılırdı.
Bir şeyhülislam torunu olan Molla Zübeyde ölümünden sonra yapılacaklara dair de müthiş bir vasiyet kaleme aldırmıştır. “Dersaadet’te Beşiktaş Akaretler’de 76 numaralı hanede mukim Mustafa Kemal Paşa hazretlerinin validesi, ben Zübeyde şunları vasiyet eylerim:
1. Vefatımdan sonra kabre götürülme, defin, masrafları ile definin 3. günü verilecek yemek ve sonrasındaki hatm-i Kur’ân için vazifeli hafız ve hacegâna hediyeten 450 lira evrâk-ı nakdiyye tahsis eyledim.
2. Vefatımda Beşiktaş’ta kâin Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim.
3. Manevi evladım yerindeki hizmetçi Ayşe nam kıza gelinlik cehiz için keza 100 lira verilecektir.
4. Selanik’te biraderim müteveffa Hasan Ağa’nın mahdumu Abdurrahman’a 30 lira verilecektir.
5. Yetim Abdürrahim’e 25 lira verilecektir.
6. Vaktiyle hizmetimde bulunan Vasfiye namındaki hizmetçime 20 lira verilecektir.
7. Perverdem Afife ile oğlu Hakkı’nın sünneti için 15 lira verilecektir.
8. Daima akmak üzere şehrin münasip bir mahallinde bir çeşme yaptırılıp suyu isale edilmek ve ara sıra tamirine sarf olunmak üzere 475 lira tahsis eyledim.
9. Her Cuma günü namazından bir saat evvel uygun bir camide iki cüz Kur’an-ı Kerim okutularak tilavet eden hafız efendiye verilmek üzere 490 lirayı bırakıyorum.
10. Kefaret-i savm ve salât ve zünub için ve Kurban Bayramının birinci günü 5 adet kurban kesilmek ve eti öğrencilere dağıtılmak ve hatm-i Kur’an olunmak üzere bir defaya mahsus olarak Darüleytam’a 200 lira hediye edilecektir.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk, böyle dindar bir ananın elinde yetişmiştir. Bu sebeple, kurtuluş mücadelesi Hacı Bektaş-ı Veli Dergâhı’ndan hareket almış, Cumhuriyet’in temelleri böyle mübarek bir ocakta atılmıştır.
Savaş esnasında Mustafa Kemal’in yanında yer alan yüzlerce imam, müftü, din âlimi bir iman davası olarak bu kurtuluşu sahiplenmiş ve halkın gazi yanında savaşmasına çalışmıştır. Allah ona rahmet etsin.